21 Nisan 2015 Salı

PENCERELER,ÇIĞLIKLAR VE KENT...

PENCERELER,ÇIĞLIKLAR VE KENT...

Cama yapışan bir kentin çığlıklarına doğru yuvarlanıyorum şimdi.
Madem ki ses geçirmeyen kalın bir duvar bu hayat
DOKUNMAYIN ÖYLEYSE DUYAMADIKLARINIZA
Büyüyen bir yokluğa alışıyor sokaklar ve tüm pencereler çığlıklarla resimlenmiş tuvallere dönüşürken,
Meraklı milyon kimse kadar koşuyorum kendime ve
HER ŞEYİN AYNILAŞTIĞI YERE.

Yağmur bekliyorum
Bütün pencerelerimin önüne çamaşır seren kadınların ellerini toplamak için dışarıdan.
Ki o eller,bir kez daha kapatıyor kente açılan bütün kapılarını evlerin.

Bu yüzdendir ki bir kırılma sesidir artık yağmur.
Kırılmalıyım.
Kırılmalı dokundukça camlara dönüşen her şey.
Bütün evlerin pencerelerinden çıkmalıyım dışarı.
Ezberimdeki tüm çığlıkları yürümeliyim.
Ve hangi oyunda değiştirdiysem kendimi
O oyunu,o sahneyi,
Son repliğimi bulmalıyım.


Bir depremi özlüyorum şimdi.
Tüneller kazıyorum cehennemin derinliklerine
Tüm çığlıklara kanallar açıyorum uzun yürüyüşler için.
Fakat yine de kayboluyor bu kentle birlikte aşklar.
Bir çıkış yol bulmalıyım artık,çekip gitmeliyim.
Bütün evlerden,şirketlerden,parti binalarından
Adamlar ve kadınlar kaçırmalıyım.

HANGİ KUYTUYA GİZLENDİYSE BULMALIYIM BU KENTİ;
YA DA BİRİLERİ BOMBA KOYMALI CEPLERİME


PATLAYIP,GİTMELİYİM!

Balbay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder